8 Kasım 2001 - Büyük Sorunlar ve Çözümleri

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba Kâinat!

Yağma Yok: BM yıllık dünya nüfus raporunu yayınladı. Durum hayli kötü görünüyor: “Dünya yağmalanıyor” diyen raporda “insanlık tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş biçimde, daha çok insanın daha çok kaynağı daha yoğun şekilde kullandığı” belirtiliyor. (NTVMSNBC) Bu “rekor yağma” sonucunda insanlık dahil tüm canlıların çok yakında şu üç şeyin şiddetli ihtiyacını duyacakları belirtiliyor: Su, yiyecek ve doğa.

“Dünya çapında bir felâketin önlenmesi için, bunun hemen durdurulması gerektiği” belirtilmiş raporda. Katılıyoruz. Bizce de bu hemen durdurulmalı!

Çözüm önerisi: a) Su, yiyecek ve doğa kaynakları stoklansın; ya da

b) İnsanlar daha az su içsin, daha az yesin ve doğayı daha az kullansın.

Düşük Performans: Bodrum’un Bitez Yalısı açıklarında 24 saat ara ile iki deniz faciası yaşandı. İhtimaliyat hesapları açısından bunun bir dünya rekoru olduğunu kabul etmeliyiz. Evvelki gün o mevkide alabora olan bir teknede çeşitli yoksul ülke vatandaşlarından 5 ölü +12 kayıp verilmişti. Dün de, “Performans Power Boats” kategorisinde 4 metrelik bir sürat teknesi tam aynı yerde aynen alabora oldu. (Radikal) .Türk kaptan ile çeşitli yoksul ülke vatandaşlarından 13 ölü + 1 kayıp. (5+12+) + (13+1) = 31. 31 / 24 = 1.29. Küsuratı atarsak, Bitez yalısı açıklarında saatte 1.29 ölü ve kayıp verildiği sonucu çıkıyor.Yalnız, bu hesapta kafa karıştıran bir öge var. Güvenlik yetkilileri, “dün batan teknede boğulanların, evvelki gün batan tekneden sağ kurtulan, ancak bulunamayan kaçaklar olabileceğini” belirtince, ölü ve kaçak sayısında bir “örtüşme” olabilir ve hesabın buna göre yeniden yapılması gerekebilir.

Kendilerine yeni bir hayat aramak için yerlerini yurtlarını terkeden, varlarını yoklarını insan kaçakçılarına veren ve bir de boğulan ya da bu göçmenlerin dramı derhal durdurulmalı.

Çözüm önerisi: a) Kaçakçı teknelerinin boyları uzatılsın,                          b) Teknelerin performansları arttırılsın.

Teröre Karşı Ticaret Cephesi: İnsanlık tarihinin gördüğü en kalabalık kitle gösterilerine muhatap olan Dünya Ticaret Örgütü, yeni toplantısını dünya gözlerinden uzak olacağı umut edilen Katar Emirliği’nin Doha kentinde yarın başlatıyor. Ama, maalesef, aksilik oldu: 11 Eylül insanlık suçu işlendikten sonra, dünyanın gözlerinin en çok üzerinde toplandığı yerlerden biri şimdi burası. (Afganistan’da olup bitenleri gösteren tek mecra El Cezire televizyonu da buradan yayın yapıyor.) Amerikan delegeleri bu ticaret görüşmelerine kafada gaz maskeleri, elde alıcı-verici telsizler, midede şarbona karşı Cipro antibiyotik hapları, ve havada uçan helikopterlerle katılıyorlar – terör saldırı halinde, kendilerini Yarasa Adam usulü ip merdivenlerle kurtarsın diye. (Naomi Klein, Guardian) Toplantıda hır çıkabilir. Özellikle yoksul ülkeler (Hindistan, Brezilya, Taylan, Nijerya ve birçok diğer Afrika ülkesi) yoksulluğu giderici önlemler konuşulmuyor, mesela paten hakları yüzünden kamu sağlığı hiçe sayılıyor diyorlar. ABD, Kanada gibi zengin ülkelerse buna şiddetle karşı çıkıyor ve fakat kendilerini şarbona karşı korumak için Cipro’yu üreten Bayer firmasına baskı yapıp fiyatını zorla indirtiyorlar. Amerikan temsilcisi Zoellick, toplantıya katılan 140 küsur ülkeye bir açıklama yapmış: DTÖ gündemi, yani serbest piyasa, teröristlerin şiddete dayalı reddiyeciliklerine karşı tek panzehirdir.” Zoellick, ayrıca, DTÖ üyelerini tyopyekûn seferberliğe çağırmış: Kitlelerin yoksulluğu, AIDS gibi küçük kaygıları bir yana bırakıp Amerikan savaşının ekonomi cephesine katılın demiş. “Daha büyük çıkarları görün artık.” (Klein, Guardian)

Yoksulluktan ve hastalıktan kırılan ülkelerin sorunları derhal çözülmeli, serbest piyasa önünde – terörü de besleyen – engeller kaldırılmalı.

Çözüm önerisi: Gaz maskeleri, telsiz cihazları, antibiyotik hapları ve helikopterler, yoksul ülke temsilcilerine de teşmil edilsin (yaygınlaştırılsın).

Kış Kampları: BM Mülteci ve İnsani yardım örgütleri, ânında radikal tedbir alınmazsa Afgan mülteciler Ruanda tarzı bir insanlık felâketi yaşayabilirler demişti. 100 gün içinde 800,000 ilâ 1 milyon insanın katledildiği soykırıma gönderme yaparak. Açlık, susuzluk, mutlak kış soğuğu, hastalık ve sefalet. Afganistan içindeki 7,5 milyonu aşkın insanın ve komşularına dağılmış mültecilerin sorunları bunlar işte. (Bkz.: Kâinatın Tefrikası – 1. 7 Kasım 2001) Bunların önüne derhal geçilmeli.

Çözüm: Geldi bile. Pakistan ilk kez izin verdi ve sınırları sınırlı sayıda mülteciye açtı. Bombardımandan kaçan bazı Afgan kadın ve çocuklardan oluşan 3,000 kişi şimdi Balucistan eyaletinde yeni ve “daha düzgün” bir kampa geçirilecek. Toplam 10 milyon insanla kıyaslandığında 3,000 rakamı göze az görünebilir, ama büyük işlere de küçük adımlarla başlanmaz mı zaten? BM de Pakistan’ın bu âlicenap kararından büyük cesaret aldığını açıklamış nitekim. (BBC).

Ek çözüm önerisi: Kamptaki çadırlar parlak sarıya boyansın, içlerine de etkili klima cihazları konsun.

Sefaletin Medyası: CNN International Başkanı Walter Isaacson, Afgan sefaleti konusunda medya için yeni etik ilkeler getirmiş: “Afganistan’daki sefaleti ekranda göstermek, düşman propagandası yapma riskini beraberinde getirir,” demiş başkan. “Afganistan’daki insan zaiyatı ya da hayatın zorlukları üzerinde fazlaca durmak bana sapıkça bir eğilim gibi görünüyor...” Beyaz Saray Sözcüsü Ari Fleischer da birkaç gün önce medyaya hitaben şöyle demişti: “Böyle zamanlarda insanlar ne söylediklerine, ne yaptıklarına dikkat etmeli.” (Robert Fisk, Independent)

Sorun şurda: Medyada sapıklar, düşman propagandası yapanlar ve ne yaptığını bilmeyen insanlar var!

Çözüm önerisi: Dünyanın bütün medyası birleşsin ve: a. Aralarındaki bozguncu unsurları tespit ve tasfiye etsin;  b. Yoğunlaştırılmış meslek-içi eğitimle bu eğilimlerin tekrarı önlensin.

MAKAS ARTIĞI: Kainatta bugün ayrıca şunlar da oldu:Bush’la Blair omuz omuza yaptıkları basın toplantısında terorizmle savaştan zaferle çıkacaklarından emin olduklarını dünyaya duyurdular (BBC); Marakeş’teki iklim değişikliği ve global ısınma konferansına katılan çevre bakanları, temel sorunları çözme yolunda çok önemli bir adım attıklarını dünyaya duyurdular (BBC); ABD korkunç Michelle kasırgasından zarar gören Küba halkına doğrudan ulaşacak, ama baskıcı komünist hükümetin eline geçmeyecek bir yardım formülü geliştirme yolunda çok önemli bir adım attığını dünyaya duyurdu (BBC); Almanya’dan sonra İtalya da terörle savaşa askertahsis edeceğini dünyaya duyurdu (BBC); Türkiye’de "ölüm orucu"na çözüm olarak ceza getirildi: TBMM’ye gönderilen tasarıya göre eylemi teşvik edenlere 4-20 yıl arasında hapis cezası öngörülüyor. Ölüm orucu ölümle sonuçlanırsa bu ceza süresinin arttırılması da öngörülüyor (Cumhuriyet); Polis-kapkaççı kovalamacasında pazar yerinde trafik kazası oldu ve 1 kişi öldü, 9 kişi yaralandı; kapkaççı sorununa kapkaççılara verilecek cezaların arttırılması çözümü geciktiği için, bir gazetenin “bu belâya kim dur diyecek?” sorusu şimdilik havada kaldı (Sabah); Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Derviş’in Bakanlar Kurulu’nda her seferinde 36 erkekle karşılaşmasından dolayı içi daraldı ve Derviş kadınları önemli pozisyonlarda görme arzusunu bir kez daha dile getirmiş oldu, soruna çözüm bekleniyor (Milliyet); nezleye mucize çözüm bulundu: seks (Sabah); internette seks “tıklamaları” azaldı (Radikal); dünyada teroristlerin mali destek almasına çözüm getirildi 62 kişi ve kuruluşun ABD hesapları donduruldu ve yine bu amaçla, ticarette insanlar arasında yüzyıllardır sürdürülen, güvene dayanan elden "havale" sistemi yakın takibe alındı (BBC).

Ömer Madra